Sabah gazetesi yazarı Engin Ardıç, “Ben Atatürk düşmanı değilim. Yaptığım Atatürk’ün şahsını değil, ‘döneminin’ birtakım uygulamalarını eleştirmekten ibaretti. Zira işim budur, vazifem budur.” niyetini lisana getirdi. Ardıç, “Gelirlerse ‘intikam almaya’ gelecekler ve terör estirecekler, orasını burasını açan kızlar bu hengamede birer piyondur” görüşünü savundu.
Ardıç yazısında, “Bunu bırakıp Serenay’ın donunu yazacak değilim. Menderes dönemini de eleştirdim, Demirel’i de, bunların çok sevgili generallerini de, hazretler hiç üstünde durmadılar. Karta kaçmış bir faşist beni Atatürk düşmanı olarak etiketledi. Onun kadar kart olmayan bir oburu beni Kadir Mısıroğlu’yla birebir kefeye koydu. Halbuki ortamızda uçurumlar vardı. Türkiye’de beşere bir etiket yapıştırırlar, ölünceye kadar çıkmaz. Hatta öldükten sonra da çıkmaz. Türkiye’de bir yazı yazılır, sonra “Onu demek istemedim, şunu demek istedim” diye bir yazı daha yazılır.Onu da yaptık ancak para etmedi. Kendi karanlıklarında boğulsunlar. Orson Welles şöyle demişti: “Bütün hayatım boyunca gücümün ve yeteneklerimin lakin yüzde 2’sini kullanabildim. Geri kalan yüzde 98 küçük beşerlerle itişmekle geçti.” Şunu da âlâ bilin: Bunlar demokrat falan değiller. Hiçbir vakit da olmadılar. Gelirlerse “intikam almaya” gelecekler ve terör estirecekler. Orasını burasını açan kızlar bu arbedede birer piyondur.” tabirini kullandı.